1 Temmuz 2014 Salı

Özyeğin Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Kampı - 2

Marshmallow- TED Talk
Bir tuğladan ne yapılabilir sorusuna en yaratıcı cevabı veren 18 kişi olarak bir araya geldik. Prof. Dr. Ümit Özlale ile tanışmadan sonra girişimcilik üzerine konuştuk. Girişimcilik nedir, girişimci ne yapar, nasıl girişimci olunur gibi sorulara kendi fikirlerimizi sunduk önce hatta resmettik ve resimlerimizi asıp bir bir yorumladık.

Girişimcilik dersinden sonra Mehmet Genç ile tanıştık ve Strateji'yi kavrama adına küçük bir oyun oynadık. Oyun kısaca şöyleydi: Karşı taraf aklından 1 ve 100 arasında bir sayı tuttuğunda onu en az kaç tahminde bilirsin? Örneğin karşı taraf 79 sayısını tutmuş olsun. İlk söylenecek tahmin 50 olmalı. Sonra aklından 79'u tutan kişi sayısının 50'den büyük olduğunu söyleyip karşı tarafa bir hak daha tanır. İkinci tahmin ise 75 olmalı. Sayının 75'ten büyük olduğunu öğrendikten sonra tahmin süreci devam eder. Burada işin sırrı ''yarıya indirmek.''

Oyunu iki defa başa sarıp oynadık ve ana fikir ortaya çıkarıp bunun iş hayatına yansıttık, strateji planlama hakkında konuştuk. Bir de ''Altın Madeni'' isimli bir case hakkında tartışma yaptık. Bize sunulan 3 fikirden hangisinin daha karlı olduğu hakkında fikirlerimizi paylaştık. Amaç hangisinin doğru olduğu değil, hangisinde minimum zarar-maksimum zarar göreceğimizi bulmaktı.



Hard work beats talent if talent doesn't work hard!

Mehmet Genç'ten sonra içten biri olan Bige Saatçioğlu ile pazarlama atölyesi yaptık. Ünlü markaların kullandığı pazarlama yöntemleri hakkında bilgiler edindik. Banu Yelkovan ve Bağış Erten ile birlikte ''Ne olacak bu sporun hali?'' diye konuştuk ve yeni bir mottomuz oldu: ''Hard work beats talent if talent doesn't work hard!''

Girdiğimiz her dersten sonra eğitmenlerimiz bize üzerinde çalışacağımız ve ardından sunum yapacağımız konular verdi. Ümit Özlale beni ekonomi hakkında çok heyecanlandırmıştı. Ben de ''Kadınların İş Gücüne Katılım Oranı'' hakkında çalışmak istedim. Üçer kişilik gruplara ayrıldık ve herkes seçtiği konu hakkında bir gün boyunca çalışma, araştırma yapma ve akademisyenlerle görüşme şansını yakaladı. Kampın son günü öğretim üyelerinin ve dekanın bulunduğu jüriye sunumlarımızı yaptık. Birinci olamasak da jüriden duyduğumuz cesaret verici cümleler bizi gururlandırdı.




Özyeğin'e adım atar atmaz kulağımla işittiğim, gözümle gördüğüm, elimle dokunduğum her şey kocaman bir iyi ki olarak geri döndü bana. Fakülteyi ve bölümleri tanıma fırsatı edindim, henüz 3 gündür tanıdığım insanlarla hoşgörüyle, özveriyle nasıl başarılı bir ekip çalışması yapabildiğimi gördüm. Üniversite yaşamını deneyimledim, araştırmalar yaptım, çekinmeden sorular sordum. Kısacası hem eğlendim hem öğrendim. Ayrılırken fark ettim ki biz anlamadan aile olmuşuz. Orada edindiğim arkadaşlarımla hala görüşüp yazışıyoruz. Her şeyin 8'i silik bir odada (508) başladığını ve kamp boyunca uyku nedir bilmeyen bu ekibi asla unutmayacağım!



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder