8 Haziran 2013 Cumartesi

Bu Blog'ta Direniş Var

''Bıraksan o ağaç sadece gölge yapacaktı ama sayende meyve verdi.'' diyerek başlayalım söze. Her şey tek bir ağaç ile başladı önce. 

Ve Türkiye sinirlenince çok güzel oldu gerçekten.

Tencere tavamızı kaptığımız gibi çıktık sokaklara, caddelere, bulvarlara. Tek yürek, tek takım, tek bilek, tek ritim olduk bir anda. Aynı anda kararttık odalarımızda ışıklarımızı ve yine aynı anda aydınlattık. Bir türlü Atatürk dedirtemediğimiz Gazi Mustafa Kemal'in askerleri uyandı. Delirdik. Delirttik. Meydanlarda ''en az üç çocuk'' dediğine pişman ettik. ''Bizim gibi en az üç çocuk daha ister miydi ki?''

Annelerin de içi rahattı. ''Anamızı da alıp gelmiştik.'' Onlarda bizimle yürüdüler. Genç yaşlı, kadın erkek, politik apolitik herkes omuz omuzaydı. Özgürlük için, demokrasi için farklılıklar içinde birlik vardı.




Bir de öyle bir mizah çıktı ki ülkede şiddete, ölümlere rağmen güldürdü yüzümüzü. Bir yandan gözlerimiz dolarken bir yandan da tebessüm kondurdu dudağımıza. Karmakarışıktık. Bir tek mizahla başa çıkamıyorlardı. Birbirimizden aldık bu ilhamı, mitoz gibi çoğalttık.

                             


Dünyaya da yeni bir kelime öğrettik: Çapulcu. Türk medyasının içmiş olduğu ayran vücutta laktik asit fermantosyonu yapınca uykuya sebep oldu. Bizim medya uyuyadursun dünya bizi konuştu.


Bir de bu yazıyı okurken Red Hot Chili Pepper dinlerseniz etkisi daha yüksek olur. Pardon Red Hot Chili Tayyip mi demeliydim yoksa?

Sözün özü, başka bir şeydi bu. Başka olan bambambaşka bir şey. Başkalaşmış insan, başkalaşmış millet diğerleri sadece koyundu. Klonlanmış koyun.

Çapulcu olduk, provokatör olduk, marjinal olduk, ayyaş olduk hiç sorun değil koyun olmayalım da.

Çapulcuseverden


 
 
 
 
 
 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder