24 Temmuz 2013 Çarşamba

Borges'i Dinledim ve Dönüp Dedim ki...

Zaman, zor kavram.
Zaman, acı biber.
Zaman, oldukça kısa.

Üç saniyeni harcadın bile, üç kelimelik üç cümle için. Aktı, gitti, gidiyor, gidecek.

Bir sabah uyanacaksın, ardından botoks yaptırmaya koşacaksın. Çapraz koşacaksın hem de, depar atacaksın.

Öte yandan da bir elinde ayna, soracaksın kendine ‘’ben ne zaman büyüdüm?’’  diye. Yaşlandın bile. Hayatın geri sayım yaptığını unutmuşsun. Sen hep di’li geçmişte kalıp yarını konuşmuşsun. Hiç gereği yok aslında. Bak! Şimdiki zaman duruyor hemen yanı başında.

Doğup, büyüyen sonra da ölen şeyler değil de neyiz biz? Hepimizin bir son kullanma tarihi yok mu?
Yenen şeylerin, giysilerin, hayatın, duyguların son kullanma tarihi… Hepsinin de parlak dönemleri var halbuki. Olmasa niye yapılsın ki ‘’en’ler listesi’’.  En tazesi, en moda olanı, en kıpır kıpırı, en peşini! 

Zamanında yaşanmalı her şey,veresiye olmadan, peşin peşin. Sevgi mesela duyguların en peşini. Üstü kalsın denmeli. Capcanlıyken tüketilmeli. Zamanını kaçırdığında, ‘’anını yaşa’’madığında bozulup, çürüyüp, küfleniyor hepsi. Di’li geçmişte kalanların ruhu bundan kokuyor. Zaman fakiri oluyor onlar, sevgileri gecekondu. Temelsiz.

Ne demiştik, zaman oldukça kısa. İki ileri bir geri hesap etsek ne problemler çıkar ortaya. Neden erteliyoruz ya da neden vazgeçiyoruz ki? Ya da neden yerimizde sayıyoruz?

‘’Gözünü dikip bak. Bu, gözünü eğitmek ve daha fazlası demek. Gözünü dikip bak, kulak kabart, dinle, gizlice dikizle. Bir şeyler bilerek öl. Burada çok uzun zamanın yok.’’ demiş Walker Evans. Tanrı onu kutsasın, hemen!
Dönüp dedim ki dün ve yarın demode. 

Baştan üçüncü cümle. NET.

 
ANLAR

Eğer, yeniden başlayabilseydim yaşamaya,
İkincisinde daha çok hata yapardım.
Kusursuz olmaya çalışmaz, sırtüstü yatardım.
Neşeli olurdum, ilkinde olmadıgım kadar,
Çok az şeyi
Ciddiyetle yapardım.
Temizlik sorun bile olmazdı asla.
Daha çok riske girerdim.
Seyahat ederdim daha fazla.
Daha çok güneş doğuşu izler,
Daha çok dağa tırmanır, daha çok nehirde yüzerdim.
Görmediğim birçok yere giderdim.
Dondurma yerdim doyasıya ve daha az bezelye.
Gerçek sorunlarım olurdu hayali olanların yerine.
Yaşamın her anını gerçek ve verimli kılan insanlardandım.
Yeniden başlayabilseydim eğer, yalnız mutlu anlarım olurdu.
Farkında mısınız bilmem. Yaşam budur zaten.
Anlar, sadece anlar. Siz de anı yaşayın.
Hiçbir yere yanında su,şemsiye ve paraşüt almadan,
Gitmeyen insanlardandım ben.
Yeniden başlayabilseydim eğer, hiçbir şey taşımazdım.
Eğer yeniden başlayabilseydim,
İlkbaharda pabuçlarımı fırlatır atardım.
Ve sonbahar bitene kadar yürürdüm çıplak ayaklarla.
Bilinmeyen yollar keşfeder, güneşin tadına varır,
Çocuklarla oynardım, bir şansım olsaydı eğer.
Ama işte 85'indeyim ve biliyorum...
ÖLÜYORUM....
Arjantin-1985

JORGE LUİS BORGES

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder