Boğazımda bir düğüm…
Yoldayız, arkada ve sol cam kenarında otuyorum. Hava
hafiften iç ürpertici, tüyleri diken diken edici. Kısaca soğuk yani biraz da
sisli. Yolumuz kısa. Arka fonda eşlik edemediğim bir şarkı var. Düşük melodili,
gıcık ritimli. Bizimkiler küçük sohbetler ediyor yol boyunca. Ben arkada
sessiz.Elim ağırdan cama gidiyor ve bir iz bırakıyorum camdaki buğuya. Rastladığınız tüm insanlarda var olan ama tümü birbirinden farklı o iz. Parmak izi. Yine susmaya devam ediyorum. Aslında içimde isyanlar var, ahh hep kalbimin işi bu ayaklanmalar! Beynimden bir ordu gönderiyorum bastırmak için. En sonunda mantığım galip geliyor, elimi camdan çekiyorum.
Sanırım kendimle çeliştiğim anlardan birindeyim ya da az kahve içtim. Kim bilir belki; biri diyeti bıraktı bugün, akıl hastanesinde bir yatak boş kaldı ne bileyim belki de nükleer santral patladı.
Elim aniden bir şeyler yazıp çizmiş cama. ‘’iyi ki’’ ve üç nokta. Devamını getirememiş. Daha erken demiş. Bu ne vazgeçme ne erteleme imiş. Sadece daha erkenmiş. İrkildim, kontrol dışı gerçekleşmiş gibi geldi bunlar. Titredim, iyi ki ve üç noktanın üstünü çizdim.
İyi ki doğdun diyorum.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder